Alzheimer Hastalığında Erken Teşhis
Gözler Alzheimer Hastalığını Önceden Haber Veriyor
Alzheimer hastalığının erken teşhisi hastalığın ilk tanımlandığı yıllardan beri gündemde. Örneğin beyin damarlarındaki değişikliklerin erken teşhis edilmesinin tanısal bir değeri olabileceği düşünülüyor.
Gözdibi damarlarının incelenmesi beyin damarlarının durumunu gözlerden öğrenmemizi sağlayabilir mi?
Gerçekten de, beyinde kılcal kan damarlarının gerilemesi, bilişsel bozukluğu erken teşhis etmenin yeni bir yolu.
Birkaç yıl önce yayınlanan bir araştırmaya göre, gözdibi kılcal kan damarlarının gerilediğini tespit etmek de, Alzheimer hastalığının öncüsü olan erken bilişsel bozukluğu teşhis etmenin yeni ve daha kolay bir yolu olabilir.

Gözler Ele Veriyor
Bilim adamları, insan gözündeki bu vasküler değişiklikleri, bir boyar madde ile yapılan incelemelere veya pahalı MRI tarayıcılarına ihtiyaç duymadan tespit ettiler.
Göz birçok anatomist tarafından ayrı bir organ değil, beynin bir uzantısı olarak kabul ediliyor. Gerçekten de, göz damarları beyin damarlarının durumu hakkında fikir verebiliyor.
OCT Anjiyografi
Gözdibi, OCT Anjiyografi (optik koherens tomografi anjiografi) ile kolaylıkla görüntülenebilir, bu da gözü beyinde olup bitenler için ideal bir ayna haline getirir.
OCTA, kılcal değişiklikleri çok ayrıntılı ve benzersiz bir çözünürlükle ölçebilen yeni bir teknoloji ile gerçekleştiriliyor.
Araştırmacılar, bu yaklaşımın Alzheimer hastalığı riski yüksek olan kişileri belirlemek için ek bir teşhis olanağı sağlayabileceğini düşünüyor.
Böylece bu kişiler daha yakından takip edilebilir önleyici yaklaşımları uygulayarak demanstan korunabilirler.
Alzheimer Hastalığında Erken Teşhisin Önemi
Alzheimer tedavilerinin, geniş beyin hasarı ve bilişsel gerileme meydana gelmeden önce başlatılırsa daha etkili olacağı düşünülmektedir.

Alzheimer hastalarının gözünde, retina kan akışında ve damar yoğunluğunda azalma olduğu biliniyordu. Ancak bu değişikliklerin Alzheimer hastalığına veya demansa ilerleme riski daha yüksek olan, unutkan kişilerde de mevcut olup olmadığı bilinmiyordu.
Alzheimer Hastalığı ve Demans
Alzheimer hastalığı demans (bunama) ile seyreden hastalıklardan biridir ve bunamanın en çok görüldüğü hastalıktır. Diğer hastalıklar ise Lewy Body hastalığı ve Parkinson hastalığıdır.
Erken belirtilerden biri hafıza kaybıdır. Bu hafıza kaybı, başlangıçta geçmiş hafızanın korunduğu, küçük unutkanlıkların görüldüğü bir tiptedir. Bu aşama sıklıkla hafife alınmakta, bu nedenle önlem ve tedavilerde geç kalınmaktadır.
Kılcal Damarlar
Kılcal damar vücuttaki en küçük kan damarlarına verilen isimdir. Atardamarlar ile toplardamarları birleştiren kılcal damarlar, dokularla ve hücrelerle etkileşimi en yoğun olan kan damarlarıdır.
Kılcal damar duvarları tek bir hücre tabakasından (endotel hücreleri) oluşur. Bu tabaka öyle incedir ki oksijen, su, şeker ve lipitler gibi maddeler bu tabakadan geçip dokulara girebilirler. Karbondioksit ve üre gibi zararlı ve atık maddeler de bu ince zarı oluşturan hücrelerden geçerek kılcal damar içindeki kana dağılırlar. Bazı sitokinlerin salınımıyla kılcal damarların geçirgenliği daha da artabilir.
Kılcal damarların içerisinde dolaşım hızı ve basıncı düşüktür. Bu damarlar, hücreler ile temas halinde olmaları nedeniyle dokular arası beslenmede büyük önem taşırlar.
Kılcal damarların geçirgenlikleri bozulduğu zaman, kanın sıvı kısmı doku aralığına kaçarak dokularda ödem oluşturur.
Kılcal damarların dayanıklılığı bozulduğu zaman meydana gelen yırtılmalarda, deride topluiğne başı kadar küçük kanama noktaları oluşmaya başlar. Bunlara purpura denir.
Kılcal damarlar genişlediğinde atardamar ile toplardamardaki kan oranı düşer. Böylece damarlardaki kan basıncı azalır, tansiyon düşmesi meydana gelir.
Kılcal damarlar kasıldığında ise, dolaşım zorlaşır, kalp zorlanır, atardamar ve toplardamarlarda damar içi basınç artar.
Alzheimer Hastalığında Beyin Kılcal Dolaşımı
Kılcal damarın incecik duvarını oluşturan endotel hücreleri ve perisitler aslında kan-beyin bariyerinin ta kendisidir.
Araştırmacılar Alzheimer hastalığının beynin kılcal damarlarında başladığını düşünüyorlar.
Beyin kılcal damarlarının sağlığı ile bilişsel bozuklukların arasında bir ilişki olduğu öteden beri bilinmektedir.
Araştırmalarda, kılcal damarların geçirgenliği bozularak, geçirgenlik sızdırma seviyesine ilerlediğinde, beyinde nörodejeneratif değişiklikler başladığı anlaşılmıştır.
Kan damar sistemiyle sinir sistemi arasındaki bağlantının netliğe kavuşmasıyla artık biliyoruz ki kılcal damar cidarını oluşturan hücrelerdeki kayıplar nörodejenerasyona (beyin hasarı) neden oluyor.
Bunun Alzheimer hastalığının olası sebepleri hakkında tamamen yeni bir görüş açtığını da belirtmek gerek.
Yaygın bir nörodejeneratif hastalık olan Alzheimer hastalığında, Amiloid beta (Aβ) adı verilen proteinlerin birikimi plaklar oluşturur ve hiperfosforile TAU cisimcikleri de nörofibriler yumaklar oluştururlar.
Bununla birlikte, beyin kan akışının kısıtlanması ve Kan-Beyin bariyerindeki bozulma yoluyla vasküler bozulmanın AD başlangıcına ve ilerlemesine katkıda bulunabileceği ve hatta bundan önce gelebileceği giderek daha fazla kabul görmektedir.
Kan-Beyin bariyerinin bütünlüğü beyin sağlığı için çok önemlidir. Vücudun diğer hücrelerine zarar vermeyecek maddeler nöronların çalışmasına zarar verebilir ve bu organizmanın tümden tehlikeye girmesine hatta ölüme yol açabilir.
Bu nedenle kan-beyin bariyeri beyin dolaşımına pek az maddenin girmesine izin verir. Öte yandan, modern insanın yaşantısında bu önemli bariyere zarar veren pek çok madde bulunur. Alkol, çeşitli ilaçlar ve toksinler gibi.
Perisitler ve Nöron Sağlığı
Kan-Beyin Bariyeri kılcal damarlar seviyesinde gerçekleşen bir sınır koruma işlevi sağlar. Bu sayede kanda bulunan ve beyne zarar verebilecek hücreler ev maddeler beyne geçemez. Bu korumanın en önemli faktörü perisitlerdir.
Alzheimer hastalığında aşağıdaki olası nedensellik ileri sürülmüştür:
Amiloid beta birikimi;
- Perisit ölümüne neden olabilir
- Beyin kan akışının azalmasına neden olabilir
- Kan-Beyin bariyerinin bozulmasına yol açabilir
- Bu olaylar dizisi beyin hücrelerinin hasarlandırır ve amiloid plak oluşumunu hızlandırır.

Araştırmalar amiloid birikiminin perisitlere toksik etki yaptığını doğrulamıştır.
Alzheimer hastalığında perisit kaybının meydana geldiği de, başka çalışmalarda gösterilmiştir.
Perisitler, kılcal damarların çevresinde bulunan zararlı kalıntıları hücre içine alarak Alzheimer hastalığında koruyucu etkilere sahip olabilir.
Perisitler beyin dokusuna girmiş olan virüslerin hedefi haline gelmiş de olabilirler, zira amiloid birikiminin viral enflamasyon ürünü olabileceği de öne sürülmektedir.
Erken bilişsel bozukluk sırasında görülen perisit hasarının amiloid birikimi ve tau’dan bağımsız bir BBB bozulması ile ilişkili olduğunu gösteren araştırmalar da vardır.
Kan-beyin bariyeri işlev bozukluğu ve beyin kılcal damar ağında gerileme gibi serebrovasküler değişiklikler erken belirtilerden olduğundan, erken teşhiste önemi büyüktür.
Bu belirtilerin, hastalığın erken döneminde meydana geldiği göz önüne alındığında, Alzheimer hastalığında perisit kaybını önleme yollarının belirlenmesi önem kazanmaktadır.
Alzheimer Hastalığından Korunmak İçin Yapmanız Gerekenler
Öte yandan, teşhis her ne kadar önemli olsa da, tedavisi olmayan bu hastalığı önlemek için bilinen bütün önlemleri paylaşmak isteriz:
- Stresi azaltın
Stres hayat olaylarından değil, bizim onlara verdiğimiz tepkilerden kaynaklanır. Bunu bilerek, tepkilerimizi iyi yönetmeliyiz.
- Sosyalleşin
Sosyal ilişkiler ömrü uzatır, beyin sağlığını korur. Sevdiklerinizle sık sık bir araya gelin. Açık hava etkinliklerini kaçırmayın.
- Spor yapın
Spor yaparken bol oksjen alırız. Kan dolaşımımız hızlanır. Beyinde endorfin salgılanır. Bunların tümü beyin sağlığı için önemlidir.
- Erken yatın, erken kalkın
Büyüme hormonu her yaşta gereklidir. Çocuklarda büyümeyi uyarır, yaşlılarda gençlik sağlar. Ancak günün en önemli büyüme hormonu salgısının gerçekleşmesi için güneş battıktan en geç 2 saat sonra uyumuş olmalısınız.
Bu sempatik sinir sisteminizin aşırı aktif olmasını önleyecektir. Bunun için tüm yapmanız gereken derin ve yavaş nefesler almak. Dakikada 8 nefes almak için her nefes arasında birkaç saniye nefesinizi tutun.
- Ozon tedavisi alın
Ozon ve Hidrojen gibi gazlar beyin sağlığının geri kazanılmasında özellikle etkili bulundular.
Ozon tedavisi sinirlerinizi güçlendirir, vücudun toksik birikimlerini atmasını kolaylaştırır, antioksidan kapasitesini arttırır, bağışıklığınızı güçlendirir ve antiviral etkilere sahiptir. Daha da önemlisi, ozon tedavisi kılcal dolaşımı bozulmuş hipoksik (oksijensiz kalmış) bölgelerde yeni kılcal damar oluşumu sağlar.
- Hidrojen tedavisi alın
Hidrojen tedavisi bilinen en iyi antioksidan tedavidir. Ayrıca sinir hücrelerini ölümden korur ve hücre yenilenmesini teşvik eder. Hidrojen tedavisinin Alzheimer hastalığında beyin akmaddesinde sinir demetlerinin gelişmesini sağladığı gösterilmiştir.
- Beyin sağlığını destekleyen özel bir beslenme programına başlayın
Son yıllarda yapılan araştırmalar sağlıklı bir beyin için tüketilmesi ve tüketilmemesi gereken yiyecekleri bir bir ortaya çıkarıyor. Yiyecek çeşitleri kadar onların nasıl ve ne zamanlarda yenmesi gerektiği de önem taşıyor. Bütün bu faktörlere göre, ve sizin metabolizmanız için özel hazırlanmış bir beslenme programı size yıllarınızı geri kazandırabilir.
- Bol su için
Su içmek elbette önemlidir ama acaba ihtiyacınız kadar içiyor musunuz? Bunu öğrenin ve her gün en az ihtiyacınız kadar su için.